İstikbalin Kalecileri ve Ebeveynleri..
Kabul etmeli zor bir coğrafyada yaşıyoruz ve bu zorluğun en büyük sebebi kargaşa-koşuşturma-sürekli gerginlikten ziyade insani kalitenin düşüklüğü!
Okumayı, araştırmayı, kendini geliştirmeyi, dinlemeyi sevmeyen; karşısındakini anlamaya çabalamayan fanilerin sığınacağı limanlar bellidir; “kompleks, kibir, asabiyet, tenkit, boş konuşma!”
Alimin dediği gibi “Bilmediğini bilen değil, bilmediğini bilmeyen cahildir!” Ve etrafınıza bakın, sürekli sağlaması yapılmaktadır bunun…
Yaklaşık 2 aydan beri kaleci adaylarıyla birlikte çalışıyoruz ve takip edenlerin gördüğü üzere “çalışma metotlarımız farklıdır, idman süremiz hayli uzundur, zaman zaman kızarız, sıkça espri yaparız, ters motivasyonu kullanırız, ağırlık çalışmasını sevmeyiz, yanlışları ortadan kaldırana dek uyarır dururuz, sindire sindire öğretiriz, idmanları eğlenceli hale getirirken laubaliliğe asla müsaade etmeyiz.”
Ve bu durum Allah kısmet ettikçe bu minvalde sürecektir. 6 futbol kitabı yazdığımız halde, son iki kitabımız Futbol Federasyonu kaleci kurslarında kaynak kitap olarak kullanıldığı halde her gün okumayı, araştırmayı sürdürürüz ve dersimize de çalışırız zira biliriz ki “Bu işi yedim, yuttum dediğiniz gün bittiğiniz gündür.”
Öğrenme ve öğretme sonu olmayan bir yolculuktur ve amaç son noktaya ulaşmak değil, mümkün olduğunca mesafe almaktır.
Kimseyi itham etmiyoruz lâkin doğru pozisyon alan, doğru teknik kullanan kaleci henüz karşımıza çıkmadı. Bunun
nedenlerini sayarak kimseyi üzmek istemiyoruz, yalnızca şu bilinse yeter; er ya da geç herkes öğrenmesi gerekeni öğrenecektir, buna emin olabilirsiniz…
Öğrendiklerinin karşılığını ne vakit alacaklar sorusunun cevabı ise bizde değil, gençlerde gizli. İçlerindeki tutku ateşi, çalışma
şevki sönmedikçe, haftanın yedi günü futbolla yatıp kalktıkları ve topu yakalama aşkları sürdüğü müddetçe şans güneşi mutlaka kapılarını çalacaktır. Yeter ki kapı çaldığında evde olsunlar ve gelen misafiri şanına layık şekilde karşılasınlar!!
Futbol bilinenin aksine nankör değil hayli adil bir spordur; nankör olan muhtemelen tek varlık insandır…
Gel gelelim size vereceğimiz önemli tavsiyeye; haftada 2-3 gün o da 1 saat, 1 saat 10 dakika süren kulüp idmanlarıyla futbolcu da olunmaz kaleci de olunmaz. Çocuklarınızı onlara daha fazla vakit ayıracak, idman sayısını ve saatlerini artıracak sabırlı ve idealist hocalara teslim edin. Kafasını kuvvete ve çabuk sonuç almaya takıp takıp sağlıklı gelişimi sekteye vurduracak hocalardan fersah fersah uzaklaşın…
Farklı hocalardan değişik görüşler ve direktifler geldiğinde yapacağınız şeyse çok açık; aklınıza ve vicdanınıza danışıp kıyaslama yapmak.
Sorması ayıp uzun yıllardan beri alt yapılardan hemen hiç oyuncu yetişmemesinin altında yalnızca gençlere şans verilmemesi mi yatıyor sanıyorsunuz? Bu kadar saf olmayın!
Şairin dediği gibi ağır ağır çıkılır merdivenlerden ve doğru seçimlerle sabır akibeti belirler. Unutmayın ki insan için “çalıştığından gayrı bir şey yoktur!”..
Fatih Uraz