Kolayına Hastalanmaz Çocuklar
Tribünde oturanların ve ekran karşısına geçip rahat koltuğa kurulanların anlamakta hayli zorlandığı bir konudur “İncecik şort ve formayla soğuk havalarda futbolcuların nasıl olup donmadığı!”
FATİH URAZ
Stadyumda seyredenlerin başlık, eldiven, atkı, kazak, anorak, yün atlet, su geçirmez bot, tiftik çorapla dahi dişleri birbirine vururken top peşinde koşturanlar neden kaskatı kesilip kalmaz dersiniz?
Isınmanın bilimsel açıklamasını yapma gibi niyetimiz yok. Ne var ki kısa bir izahatte fena olmaz hani…
Sert havalarda en az 45 dakika önce ısınmaya başlandığı için müsabakanın ilk düdüğüne kadar vucut ısısı 1- 1,5 derece artar haliyle…
Bunun manası belirli bir süre hareketsiz durarak ısıyı kaybetmedikçe o cengaverlerin fokur fokur kaynayacağıdır…
Özel karışımlarla yapılan maç masajları da var işin ucunda tabii…
Amma velakin konumuz profesyoneller değilde miniminnacık çocuklar, henüz bıyığı terlememiş gençler olduğunda cevap değişecektir elbet…
Orada aşk – sevgi – tutku – kazanma hırsı – eğlence gibi sayısız bileşen devreye girer ve çoğu zaman ısınmaya dahi gerek duyulmaz…
Malumunuz aşk ortaya çıktığında kusurlar kaybolduğu gibi keyif alarak oynayanlarda üşümez kolayına…
Ancak bu demek değildir ki onları ısıtmayalım. Isıtalım, hemde baya iyi ısıtalım ve hareketler arasında lüzumsuz beklemeler yapmadan seri çalıştıralım…
Bitmek bilmeyen enerjilerine, taşı sıksalar suyunu çıkaracak kuvvetlerine karşın sıkı giyinmeleri gerektiği hususunu bıkıp usanmadan anlatalım…
Antrenman sırasında değil hareketsiz duruşlarda ve eve dönüş yolunda hastalanma risklerinin artacağını ve soğukla şaka olmayacağını ikna yoluyla kafalarına kazıyalım…
Bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinin yolunun düzenli spor yapmak, dengeli beslenmek, tedbirli davranmaktan geçtiğini unutturmayalım…
Zaman zaman “galiba bu futbol topu sihirli!” diye düşünmüyor değiliz lâkin yine de metafizik gerçekleri bir tarafa bırakıp gereksiz risklerden kaçınmak, tecrübenin,bilimin, aklın sesine kulak vermek en mantıklısı…