Şeref Öksüm Yazdı: 3 Puan=Başarı

Şeref Öksüm Yazdı: 3 Puan=Başarı

Merhabalar sevgili sporsever dostlar, hepinize güzel bir hafta diliyorum. Uzun zamandır futbol üzerine ne bir konu paylaşıyor ne de görüşlerimi belirtiyordum. Ancak bazı dostlarımın ısrarlı soruları karşısında, açıkçası biraz kırgın ve yorgun olduğumu dile getirdim.

Neyse, bunları bir kenara bırakalım. Bugün birkaç önemli noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Spor her ne kadar üç sonuçlu bir oyun olsa da başarı, “3 puan başarı” teorisine dayalıdır. Buna ben “Futbolda 3 puan matematiği” diyorum. Futbolda başarı denilince en geçerli kriter, sezon sonunda şampiyonluktur. Bunun dışında kazanılan “şanlı ikincilik” veya “şanlı üçüncülük” aslında büyük bir anlam ifade etmez. “Bu sezon ligi ikinci sırada tamamladık, bizim için büyük başarıdır” ifadesi de kendini avutmaktan başka bir şey değildir. Şampiyonluk dışında başarıdan söz edilemez.

Sezon başında pek çok takım şampiyonluk parolasıyla lige başlar. Ancak bu yarış, bazen sezonun erken safhalarında, bazen de sonuna kadar devam eder. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta ise şudur: Şampiyonluk yalnızca futbolcularla kazanılmaz. Taraftar, teknik ekip, kulüp başkanı ve iyi organize edilmiş bir yönetimle başarı gelir. Bunlardan biri eksik olursa genelde tüm suç futbolculara yüklenir. Oysa eleştirilere başlamadan önce, yönetim olarak sizin ne sunduğunuzu ve nerelerde eksiklik olduğunu düşünmeniz gerekir. Sezon başında kadro yapılanması ve kadro mühendisliği doğru yapılmış mı, yapılmamış mı? İşte asıl sorgulanması gereken budur. Yoksa, kulüpte 10 asil ve 10 yedek yönetim kurulu üyesi toplamak zor bir şey değil!

Bakın sevgili dostlar, Fatih Terim’in İzmir’deki bir konuşmasında söylediği şu sözleri unutmayalım: “Paranız olup aklınız yoksa para işe yaramaz, aklınız olup paranız yoksa o da işe yaramaz. İkisi bir arada olmalı.”

Maç sonrası yönetici açıklamalarına dikkat edin. Genelde şu tip ifadelerle karşılaşırsınız (Soma futboluna değil, genel için söylüyorum):

“Çok iyi oynadık ama kazanamadık.”
“Hakem hataları bizi mağdur etti.”
“Orta ve uzun toplar yüzünden pozisyon üretemedik.”
“Rakip kaleci çok formdaydı.”
“Talihsiz bir gol yedik.”
Ama hiçbir zaman şu açıklamalara pek rastlamayız:
“Rakibimiz bizden daha iyi oynadı.”
“İstediğimiz oyunu sahaya yansıtamadık.”
“Rakibi tebrik ediyoruz.”

Her sene taraftarlar “Bu sene, o sene!” diye haykırır ama sonuç değişmez.

Değerli sporseverler, malzeme ortada: un var, şeker var, yağ var. Ama helva yapılamıyorsa, şapkanızı önünüze koyun ve düşünmeye başlayın. Çünkü futbolda başarı yoksa taraftar desteğini kazanamazsınız.

Taraftar kültürü, futbol dünyasının en önemli dinamiklerinden biridir. Futbol yalnızca bir spor değil; hayatın pek çok yönünü içinde barındıran, sosyal ve kültürel bir olgudur. Taraftar her zaman başarı bekler ve nihayetinde şampiyonluk ister. Eğer bir takım on yıl boyunca aynı ligde hiçbir ilerleme kaydetmiyorsa, taraftarlar statlara gitmez ve futbolun büyüsü kaybolur.

Her futbolcunun hayali, oynadığı takımda şampiyonluk yaşamaktır. Şampiyonluk, bir şehrin havasını değiştirir; oyuncuların piyasa değerini artırır ve şampiyon takımın ismini unutulmaz kılar. Şampiyonluk yolunda en önemli unsurlardan biri de “takımdaşlık ruhu”dur. Birbirini tamamlayan, uyum içerisinde hareket eden, ortak bir hedefe tutkuyla koşan bir ekip oluşturulmalıdır. Ayrıca, profesyonel bir yönetim anlayışıyla hareket etmek şampiyonluğun olmazsa olmazıdır.

Bu yazı, uzun bir aradan sonra okuyucularımla buluştuğum bir özlem yazısıdır. Spekülasyona mahal vermek istemem, ancak farklı düşünenlere de saygım var.

Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle. Şen ve esen kalın! Sağlıcakla kalın! Şeref Öksüm (Tüm yazılarına göz at)

somadaspor

Şeref Öksüm

YORUM YAZIN