Gomis Maazallah Ölseydi Katil Kimdi?
Yüzyıllardır coğrafyamızda dilden dile anlatılan ”Evladım, ben sana vezir olamazsın demedim; adam olamazsın dedim!”hikayesi galiba doğru…
Dün akşam şahit olduğumuz Gomis hadisesinden sonra insanımızla ilgili anlatılan her şeye şüpheyle bakmayanın aklına şaşılır…
Dev gibi bir adam aniden yüz üstü yere kapaklanıp hareketsiz kalıyor ve etrafına gelen oyuncular büyük bir endişeyle kenara bağırıp yardım istiyor…
Onlar sahada bizler ekran karşısında “inşaallah bir şeyi yoktur, Allah yardımcısı olsun” diye içtenlikle dua ederken bir kaç dakika sonra Gomis ayağa kalkınca sanki yerden kalkıp doğrulan kendi evladımızmış gibi rahatlayıp şükrediyoruz…
Kameralar gösteriyor ki oyuncu sahaya girme arzusu taşıyor ancak doktorun şüphelendiği bir şeyler var ki bir kaç kez soruyor Gomis’e…
Dördüncü hakem az biraz daha duyarlı çıkıyor ve doktora “oyuna girmesinde sakınca olmadığına emin misin?” diye soruyor. Pozitif cevabın ardından orta hakeme cevabı iletiyor ve biraz önce çam kütüğü gibi yere yığılıp kalan futbolcu başlıyor koşuşturmaya…
Peki, olması gereken neydi; ne olacak doktorun oyuncusuna sahaya girme izni vermeyip ambulansla hastaneye götürüp vakit geçirmeden tetkike başlanması…
Gomis’in hocasından ne beklenirdi; ne beklenecek tercüman vasıtasıyla “hırsını ve takımını yalnız bırakmama arzunu takdir ediyorum ancak sağlığın her şeyden mühim. Haydı doğruca hastaneye!”
Dördüncü hakemin yapması gereken neydi; ne olacak “doktor bey ben tıp mezunu değilim ama ortada önemli bir şey yokken bir adam düşüp bayılmaz. Hele de haftada 7-8 idman yapan bir profesyonel futbolcu. Hocasına da söyleyin, başımıza iş aşmayalım!”
Düşünün ki dün saha da yahut maçın ardından Gomis fenalaşıp komaya girdi yahut ahirete intikal etti; bunun hesabını kim, nasıl verebilirdi? Kader deyip geçecek miydik?
O kulübede bir tane akıllı adam yok mudur “siz delimisiniz, o halde oyuncu sahaya sürülür mü?” diye sesini yükseltecek?
Hakikaten tüm çivileri çıkmış güzel ülkemizin. O doktor, o teknik adam, o orta ve dördüncü hakem Gomis örneğin kardeşleri olsaydı, yine sahaya dönmesine müsade ederler miydi?
Asırlardır anlatılan hikayede anne kendisini zorla huzuruna getiren oğluna ne diyordu; “Vezir olamazsın demedim, adam olamazsın dedim!”
15 bin euroluk takım elbise giymek, milyon dolarlık arabaya binmek, hergün televizyonlarda boy göstermek zerafet katmıyor yazık ki insana…
KÖŞE:Fatih Uraz