Gündem Fenerbahçe: Allah Kimseyi Bu Duruma Düşürmesin
Sabah akşam şikayet edip dursak ta son nefesimizi topraklarımızda vermeyi isteriz…
Çünkü hem sevdiğimiz insanlar yaşıyor hem de can sıkıntısının mümkün olmadığı, olamayacağı yegane coğrafyadır Türkiye…
Matematiğin bile yeri geldiğinde tartışıldığı bir ülkedir güzel Türkiye…
“Zırva tevil götürmez” (saçma sapan, boş, anlamsız bir düşünceyi açıklamaya, yorumlamaya, savunmaya haklı göstermeye kalkışmak) özdeyişinin boşa çıktığı bir ülkedir güzel Türkiye…
Düne ak bugüne kara, yarın gri diyenlere “sen neler saçmalıyorsun?” diye sorulamadığı bir ülkedir güzel Türkiye…
“Her şey olursunuz bir tek rezil olamazsınız!” öngörüsünün sürekli sağlamasının yapıldığı bir ülkedir güzel Türkiye…
En ilginci de yaşlı-genç, erkek-kadın, okumuş-cahil ayrımının önemini kaybettiği bir ülkedir güzel Türkiye…
Belki şaşıracaksınız lâkin bu girişi ekonominin, siyasetin, sporun, sanatın, inovasyonun yerlerde sürünmesinden, gençlerin geleceğe dair ümidini yitirmesinden, milyonlarca faninin imkân bulsa kapağı yurt dışına atacak oluşundan değil, 11 ay içinde Feneri futbolda küme düşme tehlikesiyle ve bağış kampanyasıyla yüz yüze getiren başkanı kastederek yaptık…
Memleketin en büyük holdinginin ikinci adamı, milyar dolara yakın şahsi servetin sahibi, okumuş, karizmatik bir kişi olacaksın, camian tarafından sevilip sayılacaksın, cebinden 100-150 milyon euro hibe edip bir o kadar da sponsor geliri bulacaksın ve geldiğin noktaya bak; “forma satışıyla, bağışlarla kulübü ayakta tutma çabası”…
Allah kimseyi bu hale düşürmesin; parayla rezil olmanın tanımını yapar mısın dense daha çarpıcı örnek bulunamaz …
Kimse de çıkıp sormuyor “kulübü almadan önce bilanço makyajlarına aldanıp yanılman normal. Peki ya her şeye vakıf olduktan sonra saçma sapan masraflar yapmak yerine neden mali yapıyı düzeltmeye çalışmadın? Neden yanlış seçim, memleket gerçeklerine fersah fersah uzak menajerin sözlerini dinleyip, gereksiz transferlerle Feneri yardım kampanyasına muhtaç hale düşürdün, adını tartışmalara açtın?”
Mukaveleli sporcularından bağış kabul etmenin, başka takım taraftarlarından forma alanları iftiharla takdim etmenin, bir sene önce senden randevu alamayacak adamların kahrını çekmenin, sırf maça geliyor ve yılda bir-iki bin lira bilet parası ödüyor diye taraftarlara sürekli hesap vermenin ne gereği vardı?
Allah’ım sen bu milletin akıl sağlığını koru.
FATİH URAZ (haberin kaynağını görmek için buraya tıklayınız)
